Fedaiyan-ı İslam Örgütü
Her ne kadar geniş bir tabana yayılmasa da Fedaiyan örgütü İran’da ses getirecek eylemleri gerçekleştirmiştir. Sınırlı mali kaynağa sahip örgüt, silahlı eğitimlerine Tahran’ın dış mahallelerinde devam etmiştir. Tahran ve Meşhed’de etkinlik kazanan Fedaiyan daha çok genç kesimden taraftar toplamıştır.
İkinci Dünya Savaşı ve devamındaki yıllar İran’ın Pehlevi rejimi dönemindeki en buhranlı yıllarıdır diyebiliriz. Savaş döneminde İran’da Nazi Almanya’sının etkisi ve takip eden yıllarda İran’ın Sovyetler ve İngiltere tarafından işgali, 1946 yılında uluslararası bir krize sebep olmuştur. İşgal kuvvetlerinin İran petrolleri üzerindeki sömürü faaliyetleri ülkedeki ekonomik ve sosyal krizi derinleştirmiştir. İran’da siyasal anlamda çöküntü hali devam ederken, bazı siyasetçilere düzenlenen bir dizi suikast girişimi ile birlikte “Fedaiyan-ı İslam” isimli bir örgüt adından söz ettirmeye başlamıştır.
Hareketin kurucusu Müçteba Nevvab Safevi 1924 yılında Tahran’ın Haniabad ilçesinde doğdu. Aile anne tarafından Safevilere nispet edildiği için “Nevvab Safevi (Safevilerin Vekili)” ismini kullanmıştır. İlkokulu Tahran’da tamamlayan Nevvab bir süre Alman sanat okuluna devam ettikten sonra İran’ın güneybatısındaki önemli petrol bölgelerinden Abadan şehrindeki İngiliz petrol şirketinde bir süre çalışıp ardından dini ilimler almak üzere Irak’ın Necef kentine geçti. Necef’teki eğitim yıllarında İranlı ünlü tarihçi Ahmed Kesrevi’nin Şiiliğe eleştiride bulunduğu eserlerle tanışan Nevvab Safevi, Necef’teki ders aldığı Şii ulemadan Kesrevi’nin katli için fetva aldıktan sonra Tahran’a doğru hareket etti. Ahmed Kesrevi, Safevi hanedanlığının soyunun Hz. Peygamber’e (sav) dayandırılmasının hakikat dışı bir sahtekârlık olduğunu savunuyordu.
Kendisini neseben Safevilere dayandırması ve aile olarak “Safevilerin Vekilleri” anlamına gelen ismi kullanmaları sebebiyle Nevvab’ın Kesrevi’ye şahsi husumet beslediği ihtimalini de doğurmaktadır.
Ahmed Kesrevi, Mayıs 1945’te uğradığı suikast girişiminden yaralı olarak kurtulurken tutuklanan Nevvab kefaletle serbest bırakıldı. Nevvab Safevi serbest kaldıktan bir süre sonra “Din ve İntikam” başlıklı bildirisinde “İslam Fedaileri / Fedaiyan-ı İslam” isimli örgütün kurulduğunu açıkladı. Ahmed Kesrevi’nin ölümü ile sonuçlanan ikinci suikast Nevvab Safevi’nin takipçilerinden Hüseyin ve Ali Muhammed İmami tarafından Adalet Bakanlığı binasında gerçekleştirildi. Nevvab Safevi suikast sonrası önce Meşhed’e oradan da Necef’e geçti; İmami kardeşler de ulemanın baskısıyla serbest bırakıldı.
Nevvab Safevi tekrar Tahran’a geldiğinde etkin siyasetçi Ayetullah Kaşani ile yakınlaşıp ittifak kurdu. Kaşani hükümet karşıtı eylemlerinden ötürü tutuklanınca, Fedaiyan-ı İslam üyelerinin gerçekleştirdiği gösterilerin neticesinde serbest bırakıldı. Şubat 1949’da Şah Muhammed Rıza’ya yönelik gerçekleştirilen suikast girişiminden komünist Tudeh Partisi sorumlu tutulsa da saldırganın üzerinden dini bir gazete olan “Perçeme İslam (İslam Sancağı)’a ait gazeteci kimliği çıkınca oklar Kaşani’ye yöneldi ve Ayetullah Kaşani Lübnan’a sürgün edildi. Kaşani Lübnan’da bulunduğu sırada Nevvab Safevi’ye yazdığı mektupta meclis seçimleri için aktif çalışmalar yürütmesini istemişti. Fedaiyan grubu düzenlediği gösterilerin beraberinde yeni bir suikast planladı, Adalet Bakanı ve eski Başbakan Abdulhüseyin Hazhir 1949’da Tahran’daki Sipah Salar Camisi’nde Fedaiyan üyesi Hüseyin İmami tarafından öldürüldü. Suikast sonrası Kaşani’nin Tahran’a dönüşüne yeşil ışık yakıldı ve Kaşani meclisteki yerini aldı.
Siyasi faaliyetlerine izin verilen Kaşani, Fedaiyan grubu ile birlikte petrolün millileştirilmesi için seferberlik başlattı. Bu gayenin önündeki en büyük engel, o dönem İngilizler ile petrol anlaşması konusunda müzakereye hazırlanan Başbakan Ali Razmarra idi. Razmarra Mart 1951’de İsfahan kentindeki Şah Camii’nde Nevvab’ın takipçilerinden Halil Tahmasbi tarafından öldürüldü. Razmarra suikastından 12 gün sonra Tahran Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Abdülhamid Benganeh öldürüldü.
Muhammed Musaddık’ın Başbakan olmasıyla birlikte Kaşani-Nevvab ittifakı tamamen bitti. 1951’de Kaşani ve Musaddık’a suikast planı iddiasıyla Nevvab’ın da içinde bulunduğu Fedaiyan liderleri tutuklandı. Şubat 1953’e kadar tutuklu kalan Nevvab Safevi 1955’te Başbakan Hüseyin Ala’ya yönelik gerçekleşen başarısız suikast sonrası tekrar tutuklanıp Şubat 1956’da 3 Fedaiyan lideriyle birlikte kurşuna dizilerek idam edildi. Nevvab’ın 33 yaşında ölümü ile birlikte Fedaiyan-ı İslam grubunun on yıllık hareketli dönemi kapanmış oldu.
Alman Der Spiegel dergisinin 1952 yılına ait 30. sayısında Fedaiyan-ı İslam grubunun suikast yöntemi ve üyelerinin fedailik tarzı yine İran topraklarında doğan Hasan Sabbah’ın kurucusu olduğu Haşhaşiler örgütüne benzetilmiştir. Nevvab’ın 1950 yılında yayınladığı “Rahnama-yı Hakayık ya İlamiye Fedaiyan-ı İslam (Gerçeklik Rehberi)” isimli kitap hareketin ideolojik yayınlarındandır. Eserde Şii İslam esasları üzerine İran’ın yeniden tanzim edilmesi amaçlanmaktadır. Nevvab Safevi dini kurallarla yönetilmesini arzu ettiği İran’da yeşil renk üzerinde “ Lailaheillallah, Muhammedun Rasulullah ve Aliyyun Veliyyullah” cümlelerinin yazılı olduğu bir bayrak hedeflerken, toplumu düzenleyen kuralların Caferi mezhebine dayandırılmasını amaçlamıştır.
Nevvab Safevi, Fedaiyan üyeleri için etkili ve karizmatik bir lider olmuştur. 1954’te Ürdün ve Mısır’a gerçekleştirdiği ziyaretlerde önemli isimlerle görüşen Nevvab Safevi, Mısır’da kalabalık bir öğrenci grubuna hitap etmiştir.
Her ne kadar geniş bir tabana yayılmasa da Fedaiyan örgütü İran’da ses getirecek eylemleri gerçekleştirmiştir. Sınırlı mali kaynağa sahip örgüt, silahlı eğitimlerine Tahran’ın dış mahallelerinde devam etmiştir. Tahran ve Meşhed’de etkinlik kazanan Fedaiyan daha çok genç kesimden taraftar toplamıştır.
Nevvab Safevi için verilen idam kararını öğrenen Ayetullah Humeyni’nin, kendisinin de üstatlarından dönemin en etkili taklit mercii Ayetullah Burucerdi’den idamı durdurmasını istese de Burucerdi’nin herhangi bir önlem almayışından ötürü çok üzüldüğü iddia edilmiştir. İran’ın mevcut dini lideri Ali Hamaney 1952’de Nevvab Safevi ve bazı Fedaiyan üyelerinin Meşhed’de coşkulu bir konuşmasını dinlediğini, siyasi mücadele düşüncesinin ilk kıvılcımlarının Nevvab Safevi’nin mücadelesinden kaynaklandığını, kalbindeki ilk bilinçlenme şulesini Nevvab Safevi’nin tutuşturduğunu belirtmiştir.
1979’da devrim sonrası kurulan mahkemelerin başkanlığını yürüten Sadık Halhali, medrese döneminde Fedaiyan grubuna üye olduğunu belirterek
Artık yeraltında çalışmalar düzenlememiz gerekmiyor. Devrim mahkememiz var ve suçluyu çağırabiliriz. Bununla birlikte Fedaiyan’ın çalışmaları İran ile sınırlı kalmayacaktır. Fedaiyan’ın görevi bütün İslam topraklarına yayılacaktır
ifadelerini kullanmıştır. Fedaiyan-ı İslam örgütü günümüzde gençlere yönelik irşad gibi faaliyetlere devam ederken siyasi açıdan etkisiz bir konumdadır.
Kaynak: Mecra